İSTANBUL (AA) - ONUR ÇOBAN - KENAN YEŞİLYURT - İstanbul’da yaşayan esnaf 53 yaşındaki Mustafa Aydoğdu, 15 yaşında arkadaşlarıyla gazozuna girdiği iddianın ardından İstanbul Boğazı'nı geçmesiyle başlayan yüzme tutkusunun peşinden gittiği çeşitli ülkelerin ardından Arjantin'deki 88 kilometrelik parkurda yüzmeyi hedefliyor.
Kantin işleten Mustafa Aydoğdu'nun yüzme tutkusu, Kuzguncuk sahilinde gazozuna girilen bir iddiayla başladı. Dalgaların taşıdığı o iddia, Aydoğdu’yu hayalinin peşinden Manş Denizi'ne, Cebelitarık Boğazı'na ardından Yunanistan’a taşıdı.
Kendini deniz sevdalısı olarak tanımlayan Mustafa Aydoğdu, İstanbul Boğazı'nı ilk kez yüzerek geçme anısını şöyle anlattı:
"15 yaşındayken arkadaşlarımla Boğaz'ı geçip geçemeyeceğime dair bir iddiaya tutuştuk. Ben de inatçı bir çocuktum. Geçeceğimi söyledim herkese, gazozuna iddiaya girdik. Hep beraber sahile toplandık ve Tahtalı Cami'den suya atlayıp, 45 dakika sonra karşıdan Çırağan Sarayı’ndan karaya çıktım. Yanımda para filan yoktu, tabii beni gördüklerinde bir hayli şaşırmış olan trafik polislerinden para isteyip otobüsle Kuzguncuk’a döndüm. O zaman başladı bizim serüvenimiz."
"Boğazın Efendileri" adını verdikleri 6 kişilik grubuyla hemen her hafta İstanbul Boğazı'nın iki yakası arasında yüzdüklerini, 20 yaşından 55 yaşına kadar, aralarında esnaf, bankacı, yüzme antrenörü, mali müşavirin olduğu grup üyeleriyle Kuzguncuk Camisi'nde bir araya geldiklerini anlatan Aydoğdu, kıyıdaki meraklı gözlere aldırmadan kıyafetlerini değiştirip ısınma hareketleri yaptıklarını kaydetti.
Suyun sıcaklığına bile bakmadan sahilden Boğaz'a girip Ortaköy’e doğru kulaç attıklarını, gemilerin geçişini dikkatli takip edip, kontrollü bir şekilde parkuru tamamlayıp Ortaköy'de kıyıya çıktıklarını, burada biraz dinlenip çay içtikten sonra yeniden suya atlayıp geri döndüklerini söyledi.
Tehlikeli olmaması için gemi trafiğinin en az olduğu gün doğumu saatlerinde yüzdüklerini belirten Aydoğdu, "Fırsat buldukça buraya gelip Boğaz'ı geçmek bir tutku. Suya girdiğimde her şey geride kalır, Boğaz'da yüzmeye başladıktan sonra gün doğumunda güneşi gördüğümde farklı bir duygu kaplıyor içimi. Ortaköy'den sahile çıktığımda bizi bilen insanlar karşılıyor, çayımızı çorbamızı içip biraz yukarıdan denize atlayıp geri dönüyoruz" diye konuştu.
Yaptıkları işin tehlikeli olduğunu, hatta çevrelerinden ve yakınlarından tepki gördüklerini de söyleyen Aydoğdu, "Çevremizdeki insanlar, ailemiz bize tepki veriyor. Bazen 'Boğaz'ın çılgınları, delileri' diyen oldu ama biz ne yaptığımızı biliyoruz. Bize 'Boğaz delisi' diyenlere 'biz Boğaz'ın efendileriyiz' diyoruz. Efendi efendi yüzüyoruz kimseye bir zararımız yok. İstanbul deniz üstünde yaşayan bir kent ama İstanbul'da yaşayanların denizden haberi yok" ifadelerini kullandı.
- Manş Denizi'ni ve Cebelitarık Boğazı'nı geçti
Kurucusu olduğu yüzme kulübüyle, yurt dışına açıldığını, 2013'te İngiltere’de düzenlenen bir organizasyona katılarak Manş Denizi'ni de yüzerek geçtiğini dile getiren Aydoğdu, dünyanın en zor etaplarından biri olarak bilinen 34 kilometrelik parkuru 14 saatte tamamladığını aktardı.
Yurtiçi ve yurtdışında pek çok yarışa katıldığını, 100'ün üzerinde madalyası olduğunu ve Cebelitarık Boğazı'nda da refakatçi olarak yüzdüğünü belirten Aydoğdu, Boğaziçi, Çanakkale Boğazı, Meis-Kaş, Alanya, Değirmendere, GAP, 31 kilometrelik Kalamata-Koroni maratonlarına da katıldığını ifade etti.
Yeni hedefinin ilki 1965 yılında yapılan ve Arjantin’de gerçekleştirilen 88 kilometrelik Uluslararası Hernandarias-Parana Ultra Açık Su Yarışı parkurunu bitirmek olduğunu vurgulayan Aydoğdu, sözlerini, "Bu parkuru bitirmek istiyorum. Türkiye’de bunu yapan hiç kimse yok. Dünyada da sayılı. Arjantin’e gitmek istiyorum ancak yarışmaya katılım ücreti ve masraflar benim boyumu aşıyor. Orta halli bir esnafım bu yükün altına girmem mümkün değil. Bu konuda bir sponsor arayışı içerisindeyim" diye tamamladı.