RADİKAL - HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sert eleştirilerini sürdürdü. PKK'nın silah bırakmasını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın engellediğini ve Suruç katliamını özel gladyo örgütünün gerçekleştirdiğini öne süren Demirtaş, 'dokunulmazlık'la ilgili tartışmalarda da resti çekti: "Yarın 80 milletvekili ile dokunulmazlıklarımızın kaldırılması için TBMM'ye dilekçe vereceğiz."
Ak Saray'a giden
MHP
'li Meclis Başkanlık Divanı üyelerine ise "El pençe divan Saray'da. Hani Bilal'i istiyordunuz?! Bak Bilal'i alamadınız, hilali verdiniz" sözleriyle tepki gösterdi.
Demirtaş'ın sözlerinden öne çıkan noktalar şöyle:
'TEK SUÇUMUZ YÜZDE 13 OY ALMAK'
Bize atfedilebilecek tek bir suç yok, tek suçumuz %13 oy almaktır. Dolmabahçe mutabakatı ile Türkiye toplumuna barış sözü verdik, bir hafta sonra bundan döndüler ve Cumhurbaşkanı meseleyi "Kürt sorunu yoktur" noktasına getirdi.
'7 HAZİRAN'DAN SONRA ERDOĞAN DARBESİ YAPILDI'
7 Haziran sonrasında bir
Recep Tayyip Erdoğan
darbesi yapılmıştır. Nereden alıyorlar yetkilerini? Şu anda ülkeyi savaşa götürecek kararların yetkisini nerden alıyorlar? 7 Haziran’da bu yetki elinizden alındı. Artık siz tek başına iktidar değilsiniz. Bunu yapanlar 7 Haziran sandık sonuçlarına darbe yapmışlardır.
'BİLAL’İ İSTİYORDUNUZ HİLAL’I VERDİNİZ'
Darbenin bir de kuyrukçuları vardır. Kendilerine milliyetçi diyenler bu darbeye şakşakçılık yapıyorlar. 'Saraya gideni partiden atarım' diyorlardı. Dün sarayda el pençe divan durdular. Bilal’i istiyordunuz. Bilal’i alamadınız ama hilali verdiniz.
Dolmabahçe açıklaması Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinin en önemli siyasi işlerinden birisidir. Çok saygın çok ahlaki bir iştir. O metin açıklanana kadar katkı sunan herkese teşekkür ediyorum. Çünkü barışın anahtarını Türkiye toplumunu teslim ettiler.
'İKTİDARI, KOLTUĞU, PARAYI SEVİYOR'
Dolmabahçe açıklaması budur. Vatanda ihanet bölünme parçalanma beyannamesi değildir. Dolmabahçe mutabakatından 1 hafta sonra nasıl vazgeçtiklerini ibretle hep birlikte izledik. Sayın Cumhurbaşkanı masanın olmadığını, olamayacağını, hatta 'Kürt sorunu yoktur' noktasına getirdi meseleyi. Onu anlayabiliyorum. Bir sarayı var. İçini döşetmiş. Hevesi var. İktidarı, koltuğu, parayı seviyor. Dolayısıyla çözüm-barış-demokrasi demek bunların kaybedilmesi demek.
'40 YILLIK SORUNUN ÇÖZÜMÜNE 1 HAFTA KALMIŞTI'
Bizzat o masada oturanları ben anlayamıyorum. Onlar neden sahip çıkmadılar. Bizim kadar siz de uğraştınız. Ahlaksız gayri meşru bir şey yapmadık. Ve bir hafta sonra bu iş bitiyordu. Bize deklarasyon çağrısı yapan
AKP
cenahına Dolmabahçe mutabakatını hatırlatmak istiyorum.
40 yıllık sorunun çözümüne 1 hafta kalmıştı. Neden vazgeçtiniz. Dağdaki örgütün lideri '1 hafta sonra kongre toplanması için çağrı yapacağım. Silahlar bırakılacak artık' diyor. Biz bundan büyük memnuniyet duyduk. Siz neden bundan paniklediniz? Sayın Cumhurbaşkanı PKK silah bırakacak diye neden paniklediniz? Öyle görünüyor ki bugün PKK’lılar dağdan inse önüne geçecek 'aman inmeyin' diyecek. Bunu ülkenin Cumhurbaşkanı PKK’nin silahsızlanmasını engellemiştir. Bütün süreci bitirmiştir.
'ÖNÜNE GELEN ANKETLER'
Çünkü önüne gelen anketler bu sürecin ona başkanlık getirmeyeceğini ortaya koymuştur. Bunu bütün inançlarım kutsallarım üzerine yemin ederek söylüyorum. Ortada ülkenin bölünmesi tehdidi yok. PKK denilen örgüt ülkenin bölünmesi stratejisinden 20 yıl önce vazgeçmiş.
'TÜRKİVE VE PKK, IŞİD’E KARŞI SAVAŞABİLİRDİ'
PKK silah bıraksaydı nasıl nefes alırdı Türkiye, Düşünebiliyor musunuz? IŞİD’e karşı mı savaşılacak; o zaman Türkiye ve PKK, IŞİD’e karşı beraber savaşabilirdi.
'VATANIMIZI EL ELE, BİRLİKTE SAVUNALIM'
Evladını askere yollamış anneler, evladı polis olan annelerimiz onların babaları. Bunlar bizim evlatlarımız. Bizim kardeşlerimiz. Biz tek birinin ölümünden asla ve asla üzüntü ve kahrolma dışında bir şey hissetmeyiz. Ama bu evlatlarımızı vatan savunması için ölüme göndermiyorlar. Saray savunması için bu çocukların cenazeleri Türk Bayrağına sarılı geliyor. Vatan savunması ise el ele hep birlikte vatanımızı savunalım. Tarihte bunu defalarca yaptık. Bugün yine yapalım birlikte vatan savunmasını.
Ama kimse bize bir partinin çıkarları hele hele bir kişinin çıkarları için evlatlarımızı kurban vermemizi istemesin. Bu çocuklar kolay yetişmiyor. Onları sarayın çıkarlarına kurban vermeyelim. Ortadan bir vatan savunması yok.
'KANLAR HDP'NİN ÜSTÜNE AKACAK, TEZGAH BU'
Cenazeler maalesef geliyor. Tezgah öyle kurulmuş ki kan akacak, Türk ölecek Kürt ölecek, asker polis ölecek PKK’liler ölecek. Ve bütün bu kanlar HDP’nin üzerine akacak. Hesap bu, kirli tezgah bu.
'KENDİ ÖZEL ÖRGÜTÜNÜ KULLANIYOR'
Saraya bağlı gladyo örgütüyle kirli bir savaş yürütüyorlar. Bütün devletle kirli işler yapar ama bu devleti de kullanmıyor. Kendi özel örgütünü kullanıyor. İstihbarat MİT’in tutanaklarına değil doğrudan kendine akıyor. Ona bağlı yargı, medya troller var maaşla çalışan. HDP’ye karşı tezgah yapıyorlar.
'SURUÇ KATLİAMINI ÖZEL GLADYO ÖRGÜTÜ YAPTI'
Bunun startı nerede verildi biliyor musunuz? Suruç katliamında. Suruç katliamını yapan bu özel gladyo örgütüydü. IŞİD’in içine sokulmuş kendilerine çalışan bir zavallı aracılığı ile Türkiye’nin pırıl pırıl evlatları katledildi.
'CEYLANPINAR’DA YATAĞINDA UYUYAN 2 POLİS KATLEDİLDİ'
Bu olay vasıtasıyla IŞİD mağduru oldular.
Dünya
liderleri arayıp başsağlığı diliyorlar. Ama kendisi bir tane bile aileye başsağlığı dilemedi. Ceylanpınar’da yatağında uyuyan 2 polis kirli bir şekilde katledildi. Adıyaman’da öldürülen asker. Aydınlanmayan bir olaydır.
'TEZGAH BU KADAR AÇIK'
Daha önceden planı yapılmış askeri siyasi operasyonun tezgahı yapılıyor. Tezgah bu kadar açık. Türkiye toplumu bunun karşısında tavır koyamazsa çirkin oyun sürecek. Ama hep birlikte "biz savaş istemiyoruz, sana savaş yaptırmayacağız" dersek "karşılıklı, iki taraflı çatışmasızlık pozisyonuna derhal geçilmeli" dersek bu biter, durur bu.
'CENAZESİ 3 GÜN KALDIRILAMADI'
Oy kaybettiklerini görürlerse vazgeçerler. Onların yaşam damarlarına bağlanan oydur. Gazi cemevinden bir kadının cenazesi 3 gün kaldırılamadı. İnsanların kutsallarına saldırdılar.
Geçen hafta Şanlıurfa’da bazı gençleri gözaltına almışlar. Açık alana gidip kafalarına çuval geçirmişler. Boğazlarına bıçak dayayıp “Biz IŞİD’iz” demişler. İnanılmaz bir işkence yapmışlar. İşte karşı çıkmazsan Türkiye’yi getirecekleri nokta bu.
'80 MİLLETVEKİLİMİZLE BAŞVURACAĞIZ'
Ne olursa olsun barış dilinden taviz vermeyeceğiz. Saldıracaklar. Aman bu tuzağa düşmeyelim. Tek başlarına iktidar olmalarının yolu HDP’nin tasfiyesinden geçiyor. Partileri halk açar halk kapatır. Dokunulmazlık mı diyorsunuz 80 milletvekili arkadaşımızla beraber dokunulmazlığımızın kaldırılması için TBMM’ye dilekçe vereceğiz. Siz var mısınız? Korkmuyorsanız sizin de dokunulmazlıklarınızı hep birlikte kaldıralım. Sizden korkan sizin gibi olsun. Azrail'in can dağıttığını nereden gördük?