Cennette de futbol var mı Papa?

“Gülme bedenimizin güçsüzlüğüdür, günahkârların sınırının bir belirtisidir.” Umberto Eco’nun ‘Gülün Adı’ romanındaki ortaçağ rahipleri, insanı ‘itaatsizliğe ittiğine’ inandıkları gülmenin bile günah olduğunu savunurdu zira İsa Peygamber’in gülümsediği görülmüş şey değildi. Fransisken ve Dominiken mezhepleri
dünya
malı ve zevklerinden uzak durma konusunda anlaşmaya varamadı. ‘Zamane Papaları’ ise dünya nimetlerine karşı o kadar da katı değil. Göreve başladığı ilk günden beri dini liderliğinden çok
futbol
sevgisiyle anılan Papa Francis’in, onuruna Roma’da maç yapan
İtalya
ve Arjantin milli takımının oyuncularını huzuruna kabul etmesi adeta ‘aciz fanilerin ve ruhani varlıkların’ bir araya gelmesi şeklinde gerçekleşti. Francis’in ‘futbolun bireysellikten uzak, barışçıl ve güzel bir spor’ olduğunu vurgulayan lafları hem futbolun giderek uzaklaştığı misyonunu hem de Francis’in papalık dışında bir de ‘Jorge Mario Bergoglio kimliği’ olduğunu hatırlattı. 

Sahici futbolsever!

Ara sıra papaların da ‘bizim gibi insan’ olduğu ve insanlar tarafından seçildiği unutulsa da Francis’in iki aşkından biri tango, diğeri futbol. Tek bir yaratıcıya inanıyor inanmasına ama yığınla futbol tanrısı arasından Arjantin takımı San Lorenzo’yu seçmiş. Kulüp üyeliği olan Francis, papa seçildikten sonra ne oldum delisi olmayıp aylık üyelik ücretini ödemeye devam ediyor. Sevgisi göstermelik değil sahici. ‘Hey Madridli Madridli’ Alfredo di Stefano da küçükken Francis ile küçükken mahalle maçı yaptıklarını anlattı. Papa 2. John Paul’ün de kalecilik yaptığı, Liverpool’un her maçını izlediği ve Barcelona’nın ‘ömür boyu üyesi’ olduğu biliniyor. Vatikan’ı sallayan pedofili olaylarını örtbas etmekle suçlanan Devlet Sekreteri Kardinal Tarcisio Bertone ise Juventus’un en büyük takipçilerinden. 

Günahkârın kartı mavi

Bir gün Inter ve Milan gibi devlerin karşısına çıkabilecek Vatikan merkezli bir takımın hayalini kuran Bertone, bu planını 2007’de hayata geçirdi: Clericus Cup! ‘Katolik dünyasının Şampiyonlar Ligi’ olarak anılan bu turnuva, ‘sporu eğitim, ilerleme ve sosyal gelişim aracı’ haline getirmeyi misyonu edinmiş Katolik bir dernek tarafından düzenleniyor. Derneğin başındaki isim peder Alessio Albertini. Eski Milanlı orta saha oyuncusu Demetrio Albertini’nin kardeşi. Albertini, Demetrio’nun futbolcu olmasıyla ilgili “Şeytanı da tanımak lazım” demişti. Ancak bu turnuvayla birlikte din adamları ‘şeytana uyuyor.’ Roma’daki din okullarından rahip adayları ve 56 ülkeden gelen 355 rahipten oluşan 16 takım mücadele ediyor. Her yıl şubatta başlayan turnuva 7 hafta sürüyor, sonra da play off’lar başlıyor. Sarı ve kırmızı kartın yanı sıra bir de mavi kart var. Mavi kart gören oyuncu, centilmenlik dışı hareket etmiş sayılıyor ve 5 dakika saha dışında kalarak ‘günahının bedelini’ ödüyor. Tribünlerde hoparlör yasak. Papalar spor etkinliklerinin açılışına katılıp ‘evrensel barış’ mesajları veriyor. Francis, Brezilya ziyaretinde 2016 Olimpiyatları’nın bayrağını kutsadı. Selefi 16. Benediktus 2012 Londra Olimpiyatları sırasında kardeşlik mesajı verdi. Clericus Cup oyuncuları da oyunun sonunda “Aynı uzun ince yolda yürüyoruz” diyor. 

Futbol cennetten mi çıkma?

Komplo teorileri de eksik olmuyor. Zira yeni papa seçimi öncesi turnuvaya ara verilmemesi ‘halkla ilişkiler ve pedofili skandalını örtme çabası’ olarak yorumlandı. Zaten futbol ne zaman sadece futbol oldu ki? Hem yozlaştı hem yüceltildi. Maradona’ya göre futbol bir oyun ya da spor değil, bir din! Topa taptığını söyleyen Pele’ye göre futbol Tanrı’nın bir lütfu. Yoksa dayak gibi futbol da cennetten mı çıktı? Ya da kendisine şirk koşulduğunu gören yaratıcının onu cennetten kovduğunu? Yanıt Brian Clough’tan: “Tanrı futbolun gökyüzünde oynanmasını istiyor olsaydı, göğe çim ekerdi.”

Leave a Reply