Girgiç; Mevlana aşkıyla geldiği Konya'da hediyelik kilim almak için Mevlana Müzesi çevresindeki dükkanları dolaşırken, kilim dükkanı olan bir keçe ustasıyla tanıştı. Bir süre sonra bu kişiye aşık olan Girgiç, evlenip Müslüman olarak Konya'ya yerleşti. Keçe ustası eşinden bu sanatı öğrenen Girgiç, şimdilerde birçok keçe giyim ve süs eşyası üretip, yurt dışına pazarlıyor. Onun için en anlamlısı ise kendisini Konya'ya çeken Şeb-i Arus törenlerinin önemli bir parçası olan semazenlerin sikkelerine el emeği, göz nuru dökmek.
Sikkeleri zevkle yapıyorum
Rabia Girgiç, yaptığı açıklamada, keçe sanatının kendisi için çok önemli olduğunu, unutulmaya başlayan bir sanatı gün yüzüne çıkardığını söyledi. Keçe sanatıyla uğraşırken en çok da sikke yapımının kendisine haz verdiğini anlatan Girgiç, şunları kaydetti: ''Sema törenleri için gelen birisinin, semazenlerin sikkesini yapması çok da tesadüf değil. Ben onlar için geldim. Seb-i Arus törenleri için geldim. Kendimi bunları yaparken buldum, çok mutluyum. Sikkeleri zevkle yapıyorum. Bu çok özel bir duygu. Keçeye elinizle hayat veriyorsunuz. Mevlana bana hayatta sabırlı olmayı, toleransı öğretti. Keçeye şekil vermek, onun olmasını beklemek de bir sabır işi.'' Girgiç, keçe yapımına geleneksel tekniklerle devam ettiklerini belirterek, ''Eski teknikle güzel, modern ürünler imal ediyoruz. Ürünlerimizi birçok ülkeye gönderiyoruz. Devlet başkanlarına hediye olarak gönderilen ürünlerimiz bile var. Unutulan keçe sanatı son günlerde moda olmaya başladı'' dedi.