Sizi Binbir Gece dizisiyle tanıdık. Yıllar sonra Arjantin'de bir yarışmada dans ederken gördük. Bir de Fransa geçmişiniz olduğunu öğrendik. Nasıl oldu bu akış?
1972'de babam Fransa'ya göç etti. Kendisi öğretmendi fakat hayat şartlarından dolayı istifa edip Fransa'ya gitmiş. İlkokulda tiyatro ve sanatla tanıştım. 10 yaşındayken Küçük Prens oyununda yer aldım ve o sıralar oyuncu olmaya karar verdim. 15-16 yaşlarında profesyonel olarak küçük rollerde oynuyordum. 18 yaşına geldiğimde ise ciddi eserlerde yer almaya başladım. Shakespeare'in Hamlet ve Çehov'un Martı'sı gibi. Türkiye'ye 2004-2005 yılında çok değer verdiğim Ayla Algan'ı görmeye geldim. Bir sanat okulunda ders vermemi istediler. Oradaki öğrencilerimden çoğu bugün birer yıldız. Tolgahan Sayışman, Hande Subaşı, Bülent Çetinaşmaz filan var. Ben kısa bir süreliğine gelmiştim ama onlar bırakmamı istemediler. Ve o sırda ilk dizi teklifleri geldi. Fakat Türkiye'ye gelmeden zaten Fransa'da çok saygın bir tiyatro oyuncusu ve yönetmeni idim.
Sanatsal anlamda neler yaptınız Fransa'da?
Tiyatrolarda bir başrolden diğerine koşuyordum. Ve dolayısıyla çok saygın bir yerim vardı. Türkiye'deyken Fransa cumhurbaşkanı gelmiş ve İstanbul'da resepsiyon vermişti. Ve Ergün Demir'i görmek istiyorum demişti. Bunu Fransa'da gördüğüm değeri anlatmak için söylüyorum. Ama Türkiye'de bir türlü istediğiniz roller, karakterler gelmiyor, bu da benim içimde ayrıca bir yara.
Arjantin'e gidişiniz nasıl oldu?
Nasıl 1972'de Fransa'ya göç ettiysek 2015'te de Arjantin'e göç ettim. Aynı sebeplerden dolayı. Türkiye'de anavatanımda sanatımı icra etmek ve ünlülerin çalışmak için ihtiyacı olan şeref ve haysiyeti, ortamı elde edemedim diyemeyeceğim. Ama bir oyuncu olarak yeterince mutlu da olamadım. Pir Sultan Abdal oyununda yer aldım Kerem Alışık ile. Oyun başı 150 TL aldım. Haftada iki defa oynadığınızı düşünün, haftada 300 TL ayda 1200 TL yapar. Bu şartlar altında nasıl yaşayabilirsiniz? ‘Annem babam burada, ezan sesi var' diyorsunuz ama bir yerden sonra gerçekten çok üzülüyorsunuz. Bir fırsat geçti elime ve Arjantin'e gitmeye karar verdim. Belki biliyorsunuzdur ben müzisyenim. Gitar çalıyorum, konservatuarda yıllarca klasik gitar eğitimi aldım. Hep şu örneği veririm, bir puzzle vardır ve o puzzleda eksik bir parçanız vardır. Benim tablomda da eksik parçam dans idi.
Ergün Demir, annesinin en büyük korkusunun Arjantin'de kalması olduğunu söylüyor.
Annenizin yarışmaya gelişi çok konuşuldu. Çok duygusal anlar yaşandı ekranda. Sizden dinleyebilir miyiz o anı, neler hissettiniz?
Annem benim her şeyim. Fransa'da fabrikalarda çalışırken 5 çocuğunu temiz bir şekilde yetiştirdi. Onu canlı yayında gördüğümde dünyanın en mutlu insanı oldum. Ağladım, ayaklarına kapanıp öptüm. Bu görüntüler internette bir hafta içerisinde 150 bin defa tıklandı. Canlı yayında annem de çok heyecanlıydı çünkü bu dans programı çok önemli bir program. 25-30 kamera çalışıyor ve ülkenin en şöhretli insanları ve ünlü yabancılar katılıyor misafir olarak. Geçen sene Ronaldinho katıldı. Robbie Williams, Pamela Anderson, Mayk Tyson geldi. Burada 15 gün kaldı yanımda, çeşitli programlara gittik, sergilere davet edildi, gazeteler ve dergilere röportajlar verdi. Çok mutlu oldum ve gurur duydum. Bu arada annemin en büyük korkusu benim Arjantin'de kalmam.
Peki dönmeyi düşünüyor musunuz gerçekten?
Ben Türkiye'yi, ülkemin kapısını kapatıp terk etmedim, ülkem benim için çok çok önemli. Türkiye'de olmadığım dönemlerde bile Türkiye'yi bir sanat elçisi olarak en iyi şekilde temsil ettiğimi düşünüyorum. Bugün Arjantin'deyim ve bu göreve devam ediyorum. Burada herkes bana El Turco yani Türk diyor. 45 milyon Arjantinliye Türkiye'yi hiç bir büyükelçinin tanıtamayacağı kadar iyi tanıtıyorum. Haftada iki defa dans ediyorum, 2 kez canlı yayında bilinçli olarak Türkçe anadilimi konuşuyorum. İstesem şakır şakır Fransızca ya da İngilizce hatta Almanca konuşabilirim. Fakat burada özellikle Türkçe konuşarak Türk kültürünün yayılması için gayret sarf ettiğimin altını çizmek istiyorum. Burada sizi ne kadar sevseler, halk size ne kadar hayranlığını dile getirse de Türkiye anavatanım. Türkiye'de zor şartlar altında çalışmış olmam Türkiye'ye olan aşkımı sevgimi asla değiştiremez.