Arjantin’de Kamu 2. Tur İçin Sandığa Gidiyor

Arjantin'de ülkedeki derin ekonomik kriz sonrasında 2003 yılında yönetime gelen Nestor Kirchner ve ardından devlet başkanlığı görevini devralan eşi Cristina Fernandez de Kirchner ile 12 sene süren "Kirchnerler dönemi" sona eriyor.

2011'de yapılan nihai seçimde yüzde 54 rey alarak ikinci defa seçilen Kirchner, Arjantin anayasasının devlet başkanının iki defa üst üste seçildikten sonra yeniden namzet olamayacağını belirten maddesi nedeniyle bu seçimlere giremedi.

Kirchner, 10 Aralık'tan sonra Devlet Başkanlığı Sarayı Casa Rosada'yı ülkeyi 2019'a kadar yönetecek halefine bırakacak.

Devlet Başkanı Kirchner'in desteklediği "Zafer için Cephe"nin merkez sol adayı Daniel Scioli'nin, 25 Ekim'de yapılan ilk turda seçimleri kazanması bekleniyordu.

Ancak Scioli'nin seçimi kazanabilmesi için %45'lik rey oranına ulaşması ya da %40'ın üzerinde rey alıp en yakın rakibiyle arasında 10 puanlık bir fark oluşturması gerekiyordu.

Scioli, seçimin ilk turunu en yakın rakibi olan "Değiştirelim" ittifakından merkez sağın adayı Mauricio Macri'nin önünde 3 puanlık bir farkla tamamlaması nedeniyle seçimler ikinci tura kaldı.

- Muhalif liderin taraftarları sonucu belirleyecek

İlk tur seçimlerde %21 oyla üçüncü sırada kalarak seçimlerin ikinci turuna kalamayan Kirchner karşıtlığıyla öne çıkan Sergio Massa'ya rey vermiş 5 milyon seçmen mevcut.

Daha önceki Kirchner hükümetlerinde de vazife yapan Massa, namzet Peroncu'nun tabanına hitap etmesine karşın şahsi olarak Scioli'nin kazanmasını istemediğini açıkladı.

Bu nedenle Peroncu Massa destekçisi oyların %60'ının Macri'ye %40'ının ise Scioli'ye gitmesi öngörülüyor.

Son açıklanan anketlerin genelinde Macri'nin, Scioli karşısında 4 veya 8 puanlık bir üstünlük yakaladığı ifade edilirken seçime günler kala seçmenlerin hala kararsız olduğu görülüyor.

- İki namzet da değişimden yana

Kirchner hükümeti 2011 yılından bu yana yetersiz büyüme, artan işsizlik, yoksulluk ve yüksek enflasyon rakamları gibi sorunların üstesinden gelmeye çalışıyor.

Bu süreçte yaygınlaştırılan sosyal yardımlar, kamulaştırılan hususi şirketler, mahalli ekonominin korunması amacıyla artırılan dışalım tarifeleri ve döviz kuru kontrolünü içeren iktisat politikaları problemlere çözüm olamadı.

Son açıklamalara bakıldığında her iki adayın da artık ekonomide bir değişim sürecine girilmesi gerektiğinde hemfikir oldukları görünüyor.

Bu değişim sürecinde Arjantin ekonomisinin yeniden dünyaya açılması, yatırımın kolaylaştırılması, yeniden tahvil piyasasına girilmesi ve döviz kurundaki kontrolün azaltılması en mühim başlıkları oluşturuyor.

Macri değişimi radikal bir şekilde gerçekleştirmeyi taahhüt ederken, Scioli ise daha yumuşak ve yavaş bir geçişi savunuyor.

Geçen hafta iki liderin çehre yüze geldiği ve ülkedeki birçok televizyon kanalı tarafından da canlı yayınlanan tartışmada Scioli, Macri'nin iktisat politikalarının ülkeyi felakete sürükleyeceğini söyledi.

Scioli, Macri'nin politikalarının sosyal yardımları ortadan kaldıracağı, fakirlere yönelik programları keseceği ve Arjantin Pesosu'nda katı bir devalüasyona ne sebepten olacağı uyarısında bulundu.

Macri ise Scioli'yi seçim vaatlerini çarpıtmakla suçlarken, Arjantin'in ancak doğruları söyleyen bir hükümetle büyüyebileceğini ifade etti.

Macri'nin kazanması durumunda evvel Nestor Kirchner ve ardından eşi Cristina Fernandez de Kirchner'le beraber sürdürülen 12 yıllık Kirchnerler dönemi iktisat politikalarının tümüyle terk edilerek piyasa odaklı politikalara dönüleceği belirtiliyor.

- Akbaba fonları

Pazar günü yapılacak seçimler sonrasında yeni devlet başkanının masasında çözüm bekleyen ilk konu, "akbaba fonları" olarak da nitelenen memleket borçlarının ödenmesi konusunda anlaşmaya yanaşmayan kreditörler problemi olacak.

Ülke, 2001 yılındaki 95 milyar dolarlık borcunun temerrüte düşmesi sonrasında, serbest yatırım fonları karşısında 10 seneyi bulan bir dava süreciyle yüzleşmek durumunda kaldı.

Ekonomistler bu çözülemeyen borç sorununun nedenini yüksek enflasyon, para rezervlerin reddi ve ekonomik büyüme yetersizliği sonrası Arjantin'i küresel ekonominin dışına itmesi olarak açıklıyor.

Ekonomi çevreleri Macri'nin Wall Street'in favorisi ve serbest yatırım fonları ile uzlaşmaya en yakın ad olduğunu belirtiyor. Macri'nin, yatırımcıları pek de memnun etmeyen Kirchner'in iktisat politikalarına karşı reformcu tavrı ise bu algıyı güçlendiriyor

- Macri kazanırsa hariç siyaset değişecek

İki adayın karşı karşıya geldiği tartışmada Macri, seçildiği takdirde hariç politikada gerçekleştireceği dönüşüme dair mühim mesajlar verdi.

Macri, bölgede demokratik değerleri savunacaklarını belirterek, kazanması durumunda Venezuela Lideri Nicolas Maduro'nun muhaliflere yönelik tutumu nedeniyle Mercosur'dan (Güney ABD Ortak Pazarı) ticari yaptırım talep edebileceğini açıkladı.

Kirchner'in en yakın müttefiklerinden biri olan Venezuela liderine gelen bu eleştiri, Macri'nin muhtemel zaferi sonrasında bölgesel politikalarda gerçekleştireceği değişimin bir sinyali olarak algılandı.

Ayrıca Macri, 1994 yılında Arjantin Yahudi Derneği'ne (AMIA) yapılan terör saldırısının sorumlularının ortaya çıkarılması amacıyla İran'la imzalanan ortak niyet bildirgesini de iptal edeceğini belirtti.

Macri'nin kazanması durumunda Arjantin'in Rusya ve Çin politikasının da nasıl şekilleneceği merak ediliyor.

Kirchner, Rusya ve Çin'e gerçekleştirdiği nihai ziyaretlerinde bu ülkelerle geniş çaplı stratejik ortaklık anlaşmaları imzaladı.

Macri ise geçen sene aralık ayında Avrupa'ya gerçekleştirdiği ziyaretinde Arjantin'in Avrupa Birliği AB ve Amerika Birleşik Devletleri ABD ile ilişkilerini yeniden inşa etmesini önceliği olduğunu demişti.

Macri'nin Amerika Birleşik Devletleri ABD ile yakınlaşarak finans piyasalarına giriş planına rağmen Rusya ve Çin'le imzalanan ortaklık ve mali yardım anlaşmaları nedeniyle bu geri çekilmenin Arjantin'e pahalıya patlayabileceği belirtiliyor.

Ayrıca Macri Arjantin'in Falkland Adaları'ndaki egemenlik iddialarını sürdürse de İngiltere ile ilişkilerin bazı alanlarda ortak işbirliği düzeyine çıkarılabileceği belirtiliyor.

İngiliz yayın kuruluşlarına konuşan Macri'nin hariç siyaset danışmanı Fulvio Pompeo, Kirchner'in kabinesindeki "Falkland Adalarından Sorumlu Bakan" pozisyonuna Macri'nin mümkün kabinesinde gerek duyulmayacağını ifade etmişti.

Arjantin'de pazar günü düzenlenecek seçimlerde 32 milyon'dan fazla kayıtlı seçmenin sandık başına gitmesi bekleniyor.

Ülkedeki seçimlerin ilk turuna katılım oranı %80'e ulaşmıştı.

AA

Kaynak:Trthaber

Leave a Reply