Piquetes (Barikatçılar) hareketlerinin oluşturduğu Arjantin Dario Santillan Halk Cephesi sözcülerinden Natalia Revale ile sohbet ederken; yeni seçimler, sağa kayma ve sonuçlarını da irdeledik. 2013 kongre ara seçimlerinde Cristina Fernandez de Kirchner yönetimi ciddi oy kaybetmiş, sağ yükselmişti. 2016’da yeni bir isim ülkeyi yönetecek. Arjantin komünlerinin silahlanmakta olduğunu öğreniyorum, Piquetes’lerde silahlı savunma konusunda yoğun tartışma yürütülüyormuş. Piquetes’in Buenos Aires, El Conurban, Chaco eyeletine, Nortesur Del Pais gibi alanlara yayıldığını Che’nin doğduğu “Rosario’da da oldukça örgütlü” olduğunu söyleyen Natalia’ya Cristina Fernandez de Kirchner dönemi biterken yeni seçimler sonrası Arjantin’i ve Piquetes’i nelerin beklediğini soruyorum.
İşte çarpıcı yanıt: “Arjantin’de genel olarak sağa yönelme var. Düzen partilerinde de sol paritlerde de bu var. Militaristleşme inanılmaz artmış durumda. Kirchner sonrasında daha da sağa gidileceğini tahmin ediyoruz. Hükümet sadece polisi değil orduyu da zaman zaman özyönetimin, barikatların olduğu mahallelere göndermeye başladı. Ciddi baskılar yapmaya başladı. Kamuoyuna ‘biz o mahallelerin güvenliği için orada bulunuyoruz’ açıklaması yapıyorlar. Çok radikal bazı mahalleler var.
Bu radikal mahalleler silahlanıyor. Bu radikal dediğimiz mahalleler bu şekilde kendi öz savunmalarını kurmuş durumdalar. Ve kesinlikle içeriye herhangi polis veya asker sokmuyorlar. Pek çok mahalle güvenliklerini sağlamak için bu yola yönelmeye başladı. Yani Kolombiya’daki, Meksika’daki sürecin benzerinin geldiğini görüyoruz. Artık aramızda bunu tartışmaya başladık. Devlet orduyla, silahla mahallelere gelirken tek başına barikatların yeterli olmayacağı günler de gelebilir diye tartışma yapılıyor. Silahlı savunmanın olumlu yanlarını, handikaplarını her şeyi tartışıyoruz. Bunun bir sıkıntısı tabii ki var. Silah bir yandan öz savunma aracıyken bir yandan silah tutanlar kendi içlerine dönük baskı oluşturabilirler. Bu nasıl olacak diye tartışıyoruz. Örneğin 3 ay önce bir mahallede bir ordu mensubu 14 yaşında bir kız çocuğuna tecavüz etti. Tabi insanlar isyan ettiler, ‘Siz suç işliyorsunuz. Siz güvenlik için burada değilsiniz, bizi kontrol için burdasınız. defolun burdan’ dediler ve tüm güvenlik mensuplarını kovdular. Devletin daha da sertleşmesi yeni örgütlenme kanalları, daha radikal örgütlenmeler de yaratabilir.”
Darbecilerle yüzleşme için teşhir:
Bir dönem cunta şefleri Reynaldo Binone, Jorge Rafael Videla’lar mahkum edilse de hesaplaşma düzeyini, subay ve polislere karşı mücadele yöntemlerini, Plaza de Mayo Anneleri’nin mücadelesini soruyorum: “Kaybolan pek çok kişinin hala kemikleri dahi bulunabilmiş değil. Devletin sicilini temizlemek için en üst tabakada çok görülen darbe sorumluları yargılandı. Onun altındakiler, darbeye destek veren iş adamları yargılanmadı. Bazılarına ev hapsi veriliyordu. Kamuoyu baskısıyla onları cezaevine nakletme başladı, bu güzel bir şeydi. 1997’de teşhir etme yöntemi başladı. Mahallelerde ‘Burada işkenceci oturuyor.’, ‘Burada katil oturuyor’ gibi eylemler yapıldı. O insanları rahatsız eden, o mahallede barınmamasını sağlayan naif sivil toplum eylemleri bunlar. Darbecilerin bir kısmı yargılanıyor. Kirchner bir yandan evet darbe döneminde suça karışmış askerleri yargılıyor, ancak darbeden sonraki dönemlerde kaybolan yüzlerce insan var. O dönemlerdeki insan hakları ihlalleri var. Darbe sonrası suça karışmış, işkenceci polisler, askerler var. Bunları yargılamıyor. Bu çok büyük çelişki. Kirchner kensini insan hakları hükümeti olarak lanse ediyor, ancak kendisinin de insan hakları ihlalleri var. Uyuşturucu gerekçesiyle yargısız infaz yapan polisler var. Mesela kaybolan insanların ailelerin örgütü Plaza de Mayo Anneleri ikiye bölündü. Bir kısmı hükümet yanlısı oldu, bir kısmı da hükümet yanlısı çizgiye girmediler. 2015’te darbenin yıldönümündeki kitlesel protestoda hükümetten yana olan Plaza de Mayo Anneleri, güvenlikten sorumlu bakanla aynı karedeydi. Ki güvenlikten sorumlu bakan darbe döneminde sorumlulukları nedeniyle hakkında davalar açılmış biri. Dario Santillan Cephesi olarak hiçbir insan hakları örgütünün hükümetle ilişkisi olamayacağını düşünüyoruz. İnsan hakları zaten devlete karşı talep edilir. Toplumun tüm kesimlerini kapsayan militan bir mücadele içinde savunulur.”